Akit’in gündeme getirdiği ve son yılların en çok tartışılan konularından biri “Süresiz Nafaka” yüzünden çeşitli sıkıntılar yaşayan insanlar, dört gözle bu mağduriyetin giderilmesini bekliyor.


Tamamen takdire bırakılmış durum!
İlgili bakanlıkların mağduriyet teşhisi yaptığını belirten Avukat Özgecan Sırma, “Adalet Bakanlığı ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, nafaka konusunda bir çalışma olduğunu söylüyor. Böylece de bir mağduriyetin olup olmadığı tartışma konusu halinden çıkıyor. Bakanlık tarafından teyit edilmiş oluyor. Ama mahkemelerde verilen kararlar, hiç bu yönde bir çalışma olduğu veya bir mağduriyetin olduğu takdiri yapılarak verilmiyor. En azından bununla ilgili bu süreçte hakimlere bir seminer verilebilir. Nafaka takdiri neye göre yapılmalı, hangi durumlarda verilmeli. Çünkü netice itibariyle tamamen takdire bırakılmış bir durum” diyerek hakimin takdir durumuna eleştiri getirdi.
Yargıda birlik yok!
Keyfi durumların olduğunun altını çizen Sırma, “İki mahkeme yan yana. Bir kapıdan çocuklu bir evlilik için çok makul bir oranda nafaka çıkarken, diğer kapıdan asla kabul edilmeyecek çocuğu olmayan genç yaşta çalışan bir kadın için erkeği mağdur hale getirecek bir nafaka takdiri yapılıyor. Burdan da yargıda birlik olmadığı ortaya çıkıyor. En azından bunun alt üst sınırı olabilir. Aile hakimleri için evli olma şartı aranır. Çünki ihtisas mahkemeleridir. O zaman şunu mu diyeceğiz, boşanmış olmaları şartı mı aransın diyeceğiz. Bu aranmayacağına göre en azından bunlar madem ihtisas mahkemeleri bunlara bu alanla ilgili seminer verilebilir” değerlendirmesinde bulundu. Özgecan Sırma, “Yargıtay bununla ilgili bir emsal karar oluşturabilir. Sen nafakayı takdir ederken sosyal ekonomik durum araştırması yapıp, diğer tarafı fakirleştirmeden boşanan tarafın temel oranlarını karşılayacak oranda bir nafakaya hükmedebilirsin. Ama baktığımız zaman hiçbir araştırma yapılmaksızın 700 TL gibi bir rakama hükmediliyor” ifadelerini kullandı. Nafaka konusunda temel sıkıntının algı olduğunu dile getiren Sırma, “Eğer ortada bir mağduriyet varsa bunu maddi-manevi tazminatla karşılarsın” görüşünü savundu.